Sosyal ve Duygusal Gelişim
Şubat 2020
"Lütfen ve teşekkür ederim demek","sırasını beklemek","kolunun yerine bir mendile burnunu yada ağzını silmek","diğer çocuğu aniden itmek yerine ondan oyuncağın geri vermesini rica etmek". çocuğun sosyalleşme sürecine bağlı olan birkaç davranış örneği. Burada , bir süreçten söz ediyoruz. Küçük yaşlardan başlayarak çocuk, gitgide neleri yapıp yapmamasgerektiğini, kuralları, gelenekleri ve içinde yaşadığı toplumun değer yargılarını öğrenir.
Sosyalleşme, çocuğun gelişiminin önemli bir parçasıdır. Ileride sosyal çevre ile uyum sağlamış bir birey olması, buna bağlıdır. Sosyalleşme, kendiliçinden olan, mekanik bir süreç değildir. Çocuğa bu konuda rehberlik edilmeli ve belli bir disiplin kazanımasına çalışılmalıdır. Bununla beraber, çocuğun bu süreçle ilgili gösterdiği çaba ve işbirliği, onun eğitiminden sorumlu kişilerce cesaretlendirilmelidir. çocuğun işbirliği, sizin ve çocuğunuzun eğitiminden sorumlu kişilerin onunla kuracağı sıcak ve onaylayıc bir tutumla gelişir.
Sosyalleşmenin Şartları
1- Sosyal becerileri geliştirmek:
Sosyal becerilerin gelişimini etkileyen bazı faktörler vardır:
a) Çocuğun mizacı: Bazı çocuklar, diğerlerine göre daha sosyaldirler ve böylece, çevrenin daha fazla ilgi ve sempatisini toplarlar. Sıcak kişiler arası ilişkileri, sosyal beceri gelişimini kolaylaştırır.
b) Yakın ilişkilerin niteliği: Çocuğun diğerleriyle yakın ilişkiler kurma olanağına sahip olması, belli bir sosyalliği garantiler, çünkü; başkaları ile iyi ilişkiler kurması konusunda gerekli olan güveni çocuğa verir. Diğer başka yetişkinlerle güvene dayalı ilişkiler kurma şansı olan çocuk, toplumda kabul edilen sosyal davranışları öğrenir.
c) Çevrenin izlenimi: Çocuk, daha bebekken, çevresindekiler, onun ihtiyaçlarına cevap verebilmek için kullandığı jest ve mimikleri anlamlandırmalıdırlar. İhtiyaçlarının doyurulması ve saygı duyulması, onu başkalarına açılmaya ve sosyal becerilerini geliştirmeye iter.
d) Psikomotor gelişim: Psikomotor becerileri ve kapasitesi sayesinde çocuk, çevresiyle olan ilişkilerini çeşitlendirebilir ve başka kişileri tanıma olasılığını arttırarak sosyal ilişkilerini zenginleştirir.
e) Bilişsel gelişim: Bilişsel beceriler, çocuğu, yavaş yavaş egosantrik bakış açısından uzaklaştırarak, Başka duygu ve ihtiyaçlarını daha iyi anlamasına, dolayısıyla, onlarla daha iyi ilişkiler kurmasına olanak tanır.
2- İletişimi geliştirmek:
Kendini iyi ifade etme ve başkaları tarafından anlaşılma isteği, çocuğu"sözlü " ve"sözsüz" iletişim tarzını geliştirmeye iter. Etkili biçimde iletişim kurmayı bilmek, sosyal becerilerin gelişiminde önemli bir rol oynar. Burada, yetişkinlerin desteği ve yardımı çok önemlidir.
3- Yaşıtlar ile ilişkiler:
Çocuklar, 6 aydan itibaren, diğer çocuklarla sınırlı, fakat, ahenkli ilişkiler kurabilirler. Örneğin; 6 aylık bir bebek, bir yandan biberonla sütünü içerken, bir yandan da oyuncaklarını alıp vererek eğlenebilir. 10-12 aylık bir bebek, diğer bir bebek ağlıyorsa, kendisi de gözyaşlarına boğulabilir. 13-14 aya doğru, ağlayan başka bir çocuğu okşayabilir ya da sarılabilir. 18 aya doğru, bir diğer çocuğun, kırık olan oyuncağını kendi sağlam oyuncağı ile değiştirerek teselli edebilir. Bu örnekler, çocuğun çok küçük yaşlarda bile çevresindekilere karşı ne kadar hassas olduğunu göstermektedir; özellikle çocuklara karşı. Yaşıt çocuklarla beraber olabileceği bir ortam, çok önemlidir, çünkü; çocuğa, gözlemleme, taklit etme ve sosyal yeteneklerini ifade etme fırsatı verir.
4- Ebeveyn ile ilişkiler:
Ebeveyn-çocuk ilişkileri, sosyal gelişim için çok önemlidir, çünkü; ebeveyn çocuk arasındaki yakın ilişkinin niteliği tüm diğer öğretilerin temelinde yer almaktadır. Bu yakın ilişki (yada bağlanma) nin kalitesi, bebeğe gösterilen özene ve onunla geçirilen zamanın süresine bağlı olarak değişir.
5- Öğretmen ile ilişkiler:
Yeni araştırmaların da gösterdiği gibi; çocuğun sosyal gelişiminde"anne"nin oynadığı rolün dışında başka insanların da rolü önemlidir. Bu kişilerden birisi de öğretmenlerdir. Öğretmen gösterdiği özen ve kurduğu sıcak iletişimle çocuğa fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarına cevap verebilecek kapasitede olduğunu gösterecektir ve böylece, çocuk, öğretmenine"bağlanabilecektir". Bu bağ sayesinde öğretmen, çocuğun kendi sosyal gelişimine katılımını sağlamış olacaktır.
Sosyalleşme süreci içerisinde çocuğun kazanması gereken temel sosyal beceriler
Empati duygusunun gelişimi
Başkasının haklarına saygı bilincinin gelişimi
Başkalarına yardım bilincinin gelişmesi ve bundan memnuniyet duyma
İşbirliği bilincinin gelişimi ve rekabet duygusunun tehlikelerini öngörebilme
Arkadaşlığı keşfetme ve bundan zevk alma, sevinç duyma
Kendini daha çok"sözlü" ifade edebilme hassasiyetine sahip olmak
Kendi kendini kontrol etme ve ahlaki bilinç
Sosyal beceri potansiyelini geliştirmek ve gerçekleştirmek için çocuk, toplumun empoze ettiği kurallar ve değerleri kendi kural ve değerleriymiş gibi kabul etmek zorundadır. Bunun için çocuk, oto-kontrol duygusunu geliştirmeli ve ahlaki bilincini içselleştirmelidir.
Kendileri üzerinde kontrol geliştirebilmiş kişiler, daha tutarlı ve sabırlıdırlar, ihtiyaçlarını daha uygun yol ve yöntemler kullanarak giderebilirler ve ruh sağlıklarını koruyabilirler. Aileler ve eğitimciler, benlik duygusunun gelişimine yardım ederek, çocuğun kendi üzerinde kontrol duygusunu pekiştirebilirler. Bu amaçla, çocuğun olgunluk seviyesi ve yaşına uygun kararları alması yönünde fırsatlar sağlanmalıdır.
Kişisel kontrol, ahlaki bilincin kazanılmasını ve "iyi","kötü " nosyonunun içselleştirilmesini de içerir. Aşağıda yer alan iki faktör, bu bilincin yerleşmesi için gereklidir:
1- Çocuk ve yetişkin arasında zenginleştirici ve sevgi dolu bir ilişki.
2- Çocuğa bazı seylerin neden yapılmaması veya yapılması gerektiğini ifade eden tümevarım tekniğinin kullanılması:
"Kum atmana izin veremem, çünkü; kum, kardeşinin gözüne gelebilir ". Her açıklama, çocuğa başkalarını da düşünerek hareket etme motivasyonu sağlamalıdır. Böylece, çocuk, kişisel özgürlüğünü kısıtladığını düşündüğü kurallara körü kürüne uymak yerine sosyal çevresine göre davranmayı öğrenir.
Sağlıklı bir disipline doğru
Gerçek disiplin, çocuğu pozitif ve yapıcı bir biçimde eğitmektir. Asla ceza ile eşdeğer değildir. Disiplin, çocuğa özsaygısını yitirmeden, sosyal zorunluluklara ve kurallara uymasını öğretmektir. Disiplin, çocuğun bazı kuralların neden var olduklarını anlayarak, onları özümlemesine yardım eder. Etkili bir disiplin, çocuğun onu çevreleyen dünyaya duyduğu güven duygusunu artırmalıdır. Etkili bir disiplin için bazı şartların yerine gelmesi gerekmektedir: yetişkin, çocuğa rehberlik etmeli ve onun ihtiyaçlarına saygı duymalıdır; kuralları çocuğa öğretmek için yeterli zaman harcamalıdır; ortaya çıkması muhtemel bazı problem ve çatışmalar konusunda uyarılarda bulunmalıdır; açıklamalar ve çocuktan istenilenler, onun gelişim dönemine uygun olmalıdır.
Sağlıklı ve tutarlı bir disiplin uygulamaya çalışıldığı bazı durumlarda bile çocuğun kendi kendisini kontrol etmek ve sosyal alanda kabul edilebilir bir biçimde davranmakta zorlandığı görülebilir. Bu durumda, çocuklara yardım etmek ve araya girmek gerekebilir.
Bazı temel kurallar:
Arzu edilmeyen bir davranışı durdurmak için uygun bir zamanda araya girerek kesin ve kararlı davranmak. Çocuğun asla başkasının haklarını ihlal etmesine, vurup kırmasına izin vermemek.
Ansızın oluşan bir problem karşısında çabuk hareket etmek. Örneğin; şiddetli meydan okumayla sonuçlanabilecek her türlü tartışmayı hemen sonlandırmak.
Bazen bir problem karşısında fiziksel bir uyarı gerekebilir. Örneğin; çocuğu yavaşça, ama kararlı bir biçimde kollarından tutup gitmesini engellemek ve sizi dinlemesini sağlamak gerekebilir. Şu cümle etkili olabilir: "Sakinleştiğin zaman gitmene izin verebilirim ve o zaman konuşabiliriz".
Kaçınılması gereken bazı disiplin yöntemleri
Bazı disiplin yöntemleri, çocuğun güdülerini kontrol etmesine, sınırları anlamasına yardım etmek konusunda etkili değildirler, hatta, zararlı bile olabilirler. Örneğin; vurmalar vs.. çocuğun benlik değerini zedelediği gibi duygusal gelişimine de engel olurlar. Ona vurmak, utandırmak, bağırmak, eleştirmek ya da onu bir odaya kapatmak, sadece yetişkinden korkmayı öğretir. Bu tarz bir cezalandırma, güvensizliğe, yalana, gizliliğe ya da saklamaya yol açabilir. Güç yada şiddet kullanılarak boyun eğdirilen çocuğun dikkati, itaat etmediği kuraldan çok çektiği acıya, aşağılanma ve dışlanma hislerine yöneliktir. Kısacası, bu cezalar olumsuz duygularla dolu oldukları için sonuçlarıda olumsuzdur.
Özel eğitim ve Rehabilitasyon Merkezimizde alanında uzman pedagog ve özel eğitim öğretmenleriyle çocuk ve gençlerimizin sosyal ve duygusal gelişim sorunlarına yönelik eğitim çalışmaları yapılmaktadır.